işlerin yoğunluğundan ancak geldim, hemen yazacaktım bir de değil mi? yine bir haftayı buldu yazabilmem, fuar yoğunluğu beyin haşlayıcı derecede devam ediyor...
ne diyorduk, Tatil...Hepimiz tatil için çalışıyoruz! sloganı en baştan çok garip gelse de artık arkasındaki gerçeklerin farkındayım...Evet, itiraf ediyorum, artık ben de emekli olabilmek için çalışıyorum, çocuğumu güzelce okutmak, ona güzel bir gelecek kurmak için çalışıyorum. Pek çok olaylar oldu, oluyor, hepsinden sonra, artık kişisel olarak beklentim o kadar azaldı ki... Bu mini depresyon halinden beni Sarıgerme tatili bile çok çıkaramadı. Şımarıklı ediyorum gibi gelebilir pek çok kişiye, belki ülke bu durumda olmasa geleceğimi bu kadar karanlık hissetmeseydim daha tatmin olmuş ve dinlenmiş dönerdim tatilden. Ancak kızımı eğlendirdim, denizle ve yüzmeyle daha da iyi tanıştı:) Tatilin o kısımlarına bayıldım.
Ammaaaa....o yemeklerde milletin bitmeyecek olmasına rağmen daha ilk açıldığı saat içinde büfeden ağzına kadar dolu tabaklarla gelip ancak yarısını yiyebilmesine ve mütemadiyen atılan onlarca yemeğe içim şişti, şişti, şişti... Onlar yedikçe ben daha az doldurup tabağımı tam bitirebilmek için kasarken buldum kendimi. Aslında iyi de oldu kilo almadan döndüm:) Hatta sabahları jimnastiğe bile gidip accık kendime dikkat ettim.
Su'yun suyla imtihanı yıldızlı pekiyi alacak sonuçlar verdi. Bu sene ilk kez doğru dürüst saatlerce suda kaldığı gibi kolluklarla kendi başına bir yerden bir yere hareket etti. Geçen sene - yani 2 yaşını doldurmadan- sadece 4 gün koskocaman dalgalarda ailece asılı kalmacadan ibaretti deniz maceramız.
Bu seneki güzelliklerden bir buket:)
İşte odamızdan manzaramız...
Kıyıda kuzumun eğlenceleri:
Havuzda aile keyfi:
Ve tabii ki benim en sevdiğim çiçeklerden japon gülü:
Hepinize doğanın muhteşem tasarımı gibi günler dilerim...
sevgiler...