Merhaba,
uzun zaman oldu, hasbi hal edemedik, işler güçler demiyorum, onlar herkesde var...haftada bir gece İstanbul'a gidip ardından eve dönüp iki geceyi yolda geçirince hamilelikten yavaş yavaş etkilenmeye başlayan vücut yorgunluk gösteriyor sanırım.
Akıl zaten bambaşka yorgun. uyku hali geldi geçiyor, vaktim olsa uyuyacağım:) İş yerindeki sorumluluklar aynı anda artışa geçer mi? Geçer, geçti de:) Sürmenajın sınırlarında unutkanlığıma zaten alışmış ailemin yüksek toleransıyla yaşıyorum:)
Nisan başından sonuna koşturmacayla geçti ve araya istanbuldaki okul tatile denk gelince iş gezisini sıkıştıralım dedim. Oh aman çok güzel denk getirmişiz, Avrupanın ülkelerinde olmamak gereken bazı zaman ve yerlere misal Milano ve Paskalya günlerini ekleyebilirsiniz. şehir merkezinde yemek yiyecek yer bulamadık desem? inanılır mı inanın...Sayılı restaurant ve dondurmacının önğnde sıra olunuyordu.
Amsterdamdaki ilk dolu dolu geçen iş günümüzün gecesi şok ile bitti. Otelimiz (!) bir acayip çıkınca kendimizi sabaha ağzına kadar dolu Amsterdam'da cmt gecesi nerede kalabiliriz diye aranıp taranıp 1 geceliğine havalimanında otele attık. Sabah pijamalarımızla kendimizi havalimanına giden takside bulduk yine ve otel odamıza geçemesek de minik ve lezzetli bir sandwich kahvaltısıyla (havalimanındaki girişte sağdaki cafe muhteşem bu konuda:) şehir merkezine çufçufladık.
Soğuk falan demeyip bir sürü turist yine yeniden Amsterdamdaydı. Bu sefer şeytanın bacağını kırıp müze gezebildim ve en sonunda "die nachtwatch" tablosunu ve onun kankaları bir sürü bir sürü ünlü eseri elimden geldiğince dikkatlice inceledim.
Merkeze yakın bir yerde güzel bir öğle yemeği üzerine tekrar gezdik bolca yürüdük, dam square'deki şenliği izledikten sonra da yavaş yavaş otelin yolunu tuttuk:)
Otel odamız 10 numaraydı neyseki ve bize dün geceki saçma sapan tecrübeyi unutturdu... ŞAKA,otel odamız çok güzel olmasına rağmen tabiki unutmadık, ayağımızı hep denk atacağız bundan sonra:)
Şimdilik bu kadar, yarın Milano'ya geçiş var...
gezmekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gezmekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
19 Nisan 2014 Cumartesi
22 Aralık 2013 Pazar
Merhaba sevgili okur,
bir hafta boyunca yok internetten anneannesine bize tabletten annecim tiyatrolara bakalım var mı bu haftasonuna diye diye baskı kurduğu için kızım en sonunda istediğine kavuştu ve bu haftasonu de "Bremen Mızıkacıları"na gittik:) "Tiyatro Elma" çocuk tiyatrosuna buradan teşekkürü borç bilirim, çünkü içerikteki şiddet öğelerini çocuklara yönelik elden geçirip yeni bir bakışla sahneleyen bir genç grup. Canla başla çalışıyorlar gençler...
bir hafta boyunca yok internetten anneannesine bize tabletten annecim tiyatrolara bakalım var mı bu haftasonuna diye diye baskı kurduğu için kızım en sonunda istediğine kavuştu ve bu haftasonu de "Bremen Mızıkacıları"na gittik:) "Tiyatro Elma" çocuk tiyatrosuna buradan teşekkürü borç bilirim, çünkü içerikteki şiddet öğelerini çocuklara yönelik elden geçirip yeni bir bakışla sahneleyen bir genç grup. Canla başla çalışıyorlar gençler...
15 Aralık 2013 Pazar
kızımın tiyatrosu geldi
Evet sayın seyirciler,
kültür sanat etkinlikleri kapsamında kaptım biletleri ve "annecim tiyatroya gideceğiz" nedenini kendime sonraki 1 hafta boyunca soracağım biçimde kızıma bu da bu haberi verdim. Sanki okulda (hangi okul? 10 gün süren hastalık aralarında gitmeyeceğim diye tutturduğu mu? ha evet işte o:) ve evde 1 seneye yakındır günleri öğretmiyormuşuz gibi, her gün "bugün cumartesi mi? -hayır, yarın cumartesi mi?- hayır" cevaplarıyla geçiştirildi.Neyse ki cuma geldi ve ikinci soruyu olumlu yanıtladık.
kültür sanat etkinlikleri kapsamında kaptım biletleri ve "annecim tiyatroya gideceğiz" nedenini kendime sonraki 1 hafta boyunca soracağım biçimde kızıma bu da bu haberi verdim. Sanki okulda (hangi okul? 10 gün süren hastalık aralarında gitmeyeceğim diye tutturduğu mu? ha evet işte o:) ve evde 1 seneye yakındır günleri öğretmiyormuşuz gibi, her gün "bugün cumartesi mi? -hayır, yarın cumartesi mi?- hayır" cevaplarıyla geçiştirildi.Neyse ki cuma geldi ve ikinci soruyu olumlu yanıtladık.
18 Eylül 2013 Çarşamba
Berlin 2013 Vol2
Merhabalar,
Son gecemizden devam edeceğim hemmen çünkü upload etmek istediğim heyecanlandırıcı fotolar var:)
Önce güzel bir restaurantta yer ayırttığımı söylemiştim. Dressler restaurant zincirinin Unter Den Linden caddesi üzerindeki şubesinde yer ayırttım. Çok seneler önce gitmiştim ve ortamı hala aklımda kaldığı için hiç tereddüt etmedim. Sıcak ve gerekli seviyedeki ışık fotoğrafçı arkadaşlarımı da mutlu etti:) Hemen herkes farklı porsiyon boyutlarına rağmen yediklerinden de memnun kaldı. Önce ara sıcaklar ve içkilerimiz geldi:)
Son gecemizden devam edeceğim hemmen çünkü upload etmek istediğim heyecanlandırıcı fotolar var:)
Önce güzel bir restaurantta yer ayırttığımı söylemiştim. Dressler restaurant zincirinin Unter Den Linden caddesi üzerindeki şubesinde yer ayırttım. Çok seneler önce gitmiştim ve ortamı hala aklımda kaldığı için hiç tereddüt etmedim. Sıcak ve gerekli seviyedeki ışık fotoğrafçı arkadaşlarımı da mutlu etti:) Hemen herkes farklı porsiyon boyutlarına rağmen yediklerinden de memnun kaldı. Önce ara sıcaklar ve içkilerimiz geldi:)
17 Eylül 2013 Salı
Berlin - 2013 - Vol1
Merhabalar,
Bu sene 1 gün geç gittim gibi geldi, çünkü fuar alanına girmemle geri dönüşü olmayan bazı değişikliklerle daha önceki düzenimizin yerle bir olduğu bögeleri keşfettim. Ama tabii ki önceden telkin ettiğim gibi hiç sinirlenmedim, bozulmadım:) "Oluuur, bu da güzel" dedim:) Ve aynen yapmam gereken işler listesinden başladım tıkır tıkır. İlk gün hemen otelimizin alt katındaki marketten suyumu, meyvemi alıp odama yerleştikten sonra attık kendimizi dışarı. Bu yıl 8 senedir ilk kez gece dışarı çıkıp gezeceğim artık demiştim kendime. Bu yolda da çabalarımız pozitif sonuçlandı çoğu zaman:)
Bir gece "Avanti" isimli italyan restaurantında standda (farklı görevlerde) çalışan arkadaşlarla buluştuk ve güzel bir yemek yedik. Toplu fotoğrafları koyamıyorum ancak kendimi herkez yemeğini hüplettikten sonra hala pizzasını savaşarak yerken çekilen fotoğrafımı paylaşabiliyorum.
Bu sene 1 gün geç gittim gibi geldi, çünkü fuar alanına girmemle geri dönüşü olmayan bazı değişikliklerle daha önceki düzenimizin yerle bir olduğu bögeleri keşfettim. Ama tabii ki önceden telkin ettiğim gibi hiç sinirlenmedim, bozulmadım:) "Oluuur, bu da güzel" dedim:) Ve aynen yapmam gereken işler listesinden başladım tıkır tıkır. İlk gün hemen otelimizin alt katındaki marketten suyumu, meyvemi alıp odama yerleştikten sonra attık kendimizi dışarı. Bu yıl 8 senedir ilk kez gece dışarı çıkıp gezeceğim artık demiştim kendime. Bu yolda da çabalarımız pozitif sonuçlandı çoğu zaman:)
Bir gece "Avanti" isimli italyan restaurantında standda (farklı görevlerde) çalışan arkadaşlarla buluştuk ve güzel bir yemek yedik. Toplu fotoğrafları koyamıyorum ancak kendimi herkez yemeğini hüplettikten sonra hala pizzasını savaşarak yerken çekilen fotoğrafımı paylaşabiliyorum.
8 Mart 2013 Cuma
Barselona'da son günümüz.
Merhaba,
Uyandık ve sabah biraz
karanlık geldi, güneş var gibi bazen de yok gibi ama bugünü Montjuik (Juik
Dağı) günü ilan etmiştim. Sabahtan metroyu keşfetmek üzere otele en yakın
"monumental" durağından mor hatta atıp parallel son durağıyla
kendimizi bir sürü yoldan kurtardık.
Daha sonra başladık hafif hafif Joan Mirò müzesine doğru tırmanmaya. Ama tabanlarımız değil funiküler hizmetiyle:)
Joan Mirõ müzesine girerken telefonumu eşime verip 1 saat sonra buluşuruz diye ayrıldık oda
ilerideki bahçelerde manzaradan seyre gitti. Ama ben içerde kendimi kaybettiğim
için 2,5 saat sonra çıkınca dışarı azıcık surat yedim:) Ama çoookkk güzeldi:)
Mutlaka kulaklık ile tablolar hakkında verilen bilgileri dinleyin, görülenlerin
kazandığı anlam paha biçilmez oluyor.
Oradan Barcelona olimpiyatlarının gerçekleştirildiği stadyumu gezdik. Oradan Castell de Montjuik 'i görmek istiyorduk fakat benim ayaklarımda daha fazla dermen kalmadığı için Ulusal sanat müzesine gittik: MNAC. Bu sefer kendimi tutarak zamanı doğru kullanmaya çalışarak çok büyük olmasına rağmen nispeten hızlı bir tur atarak gezimi kısa kestim:) Müzenin önündeki büyük yürüyüş yolunun iki yanındaki fıskiyelerle düzenlenen su oyunları da sizi bir süre eğlendiriyor, görülmeye değer manzaralar ortaya çıkarıyor.
7 Mart 2013 Perşembe
Barselona'da 3.Gün
Merhabalar,
3. günümüzde de Carrer Arago'nun üst yakası olan Gràcia &Eixample bölgesinde yürüyüş ile şehrin nispeten daha az turistik ama bana göre bir o kadar da bence keyif verici kısmına yöneldik. Gaudi'nin ve onun izinden giden mimarların elinden çıkmış evleri görebilmek için Pl Pablo Neruda'dan yürümeye devam ettik. Rotanın içinde La Pedrera ve Parc Guell var ama yolda bir o kadar güzel yerler daha olduğunu göreceksiniz. Otelden çıkınca önümüze çıkan ilk meydan "Plaça de Mossèn Jacint Verdaguer" oldu.
5 Mart 2013 Salı
Barselona, 2. gün
Ertesi sabah ilk iş
kahvaltı yapabileceğimiz bir yerler aramak oldu. İspanyollar sabah
kahvaltısında ne yerler? sorusunu sorduk ve italyanlardan çok farklı olmadığını
görerek bir biraz eklemeler yapalım dedik:) meyve suyu ve kruvasan satan ferah
bir mekan ararken avenuda diogenal'e girdik.
Bugünü "La Ramblas" ve
çevresindeki "Gothic Quarter" denen bölgeyi didik didik etmeye adadık. Çünkü perşembe
gecesi bu bölgede bir milonga olduğunu öğrendik ve tango ayakkabılarımız yanımızda:)
Pl. Tetuan yakınlarında
kısa bir kahvaltıdan sonra Pl. Catalunya'ya doğru devam ettik. Her bina ayrı
güzel, her sokak ağaçlarıyla güneş ışıklarını süzerken farklı parlıyor. Benim
gözüm sürekli balkonlarda bina kapılarında, mimari farklılıklar/benzerlikler
gözlemleme peşinde. Çiçek ve dış cephe bakımı ne kadar dikkat edilen bir genel
adab kuralı:)
Barcelona, biz geldik:)
Merhaba sevgili okur,
çook uzun süredir yapmak istediğim de yapamadığım bir işti bu (iş biriktikçe insanın gözünde büyür ya) Gittiğimiz yerlerle ilgili bilgi verici, yol gösterici, "mutlaka görün, bunları atlamayın" diyen yazılar yazmak istiyordum. Birikenlerden başlayayım dedim, fotoğraf makinemin tarhileri bocmul olduğu gezimizden başalam afletiyle iyice sınadı beni bu yazı. hem hafızamı hem sabrımı, ama ortaya dişe dokunur birşeyler çıktı sanırım.Buyrun siz bakın, tadını beğenirseniz söyleyin...
yıl: çok önce:) 2007 diyelim biz ona.
yer: BARÇA!!! (ah ozamanlar farkında olsaydım bu güzide takımın güzel oyunu hem kendime hem doğmamış çocuğuma forma almaz mıydım:P )
çook uzun süredir yapmak istediğim de yapamadığım bir işti bu (iş biriktikçe insanın gözünde büyür ya) Gittiğimiz yerlerle ilgili bilgi verici, yol gösterici, "mutlaka görün, bunları atlamayın" diyen yazılar yazmak istiyordum. Birikenlerden başlayayım dedim, fotoğraf makinemin tarhileri bocmul olduğu gezimizden başalam afletiyle iyice sınadı beni bu yazı. hem hafızamı hem sabrımı, ama ortaya dişe dokunur birşeyler çıktı sanırım.Buyrun siz bakın, tadını beğenirseniz söyleyin...
yıl: çok önce:) 2007 diyelim biz ona.
yer: BARÇA!!! (ah ozamanlar farkında olsaydım bu güzide takımın güzel oyunu hem kendime hem doğmamış çocuğuma forma almaz mıydım:P )
Uçak yolculuğumuz
biletlerimizi millerle satın aldığımız için Lufthansa'nın genel avrupa
uçuşlarında olduğu gibi münich aktarmalı uçuşuydu ve std. bir uçuş geçirdik.
Miles&more kartında biriken millerle alınca sadece alan vergilerini ödedik.
Havalimanından otelimize
en yakın metro istasyonundan inerek yaklaşık 10 dk yürüdük. kaldığımız HotelAntibes'deki odamız fotoğraflardan
görüldüğünden daha büyük değil ama zaten iki başımızı sadece gece sokup sabahın
köründe çıkarağımız planladığımız için bir otelden beklediğimiz herşeyi (temiz
yatak - saç kurutma makinesi - temiz duş-tuvalet) sağlıyordu.
Otele eşyaları atarcasına bırakıp yola düştük ki zaten saat 2 olmuştu,
Picasso müzesinin yolunu tuttuk. müze yolu üzerinde zafer anıtının (Arc de
Triomf) içinden geçerek geniş park ve yürüyüş yolundan güzel bir açıkhava
yürüyüşü yapmış olduk.
26 Şubat 2013 Salı
Şubat sonu, bizden
Merhabalar,
uzun zaman ihmal ettim ama kalımda bloga koyacak şey olmadığından değil onları ayrı bir başlık altında toplamak istediğim için site almaya çalışma, o alacağımın da istediim işe yaramayacağını öğrenme, bu arada boşa para yatırma ve hala bilmediğim ayarsızlıklarla aldığım siteyi kullanamama gibi saçma sapan işlerle uğraştığım için yazamadım...
Oysa bütün ay boyunca cavcav civciv kızım yine şirinelikler yaptı, oyunlar yarattı, oyunlarına bizi kattı, çıkardı. Ağladı, sinirlendirdi, sonra güldü, kendine hayran hayran baktırdı.
Bu haftasonu da hastalıklarımızı atlatıp köye gittiğimizde abisiyle bir haftasonu boyunca oynadı oynadı oynadı... yetti mi? Yetmedi, yine bir haftaiçi boyunca köye gitcem diye uyandı, ara ara aklına geldikçe tatil oldu köye gidelim diye bizi uyardı:) Dedesiyle yıldızı nasıl barıştıysa artık peşinden ayrılmak yok, yemekten kaldırıp oyuna sürükler oldu. Minik yürek büyüdükçe yarattığı sevgi de tariflenmez boyutta oluyor.
İşte havaların azcık ısınıp bademleri aldattığı bu haftasonundan kareler...
uzun zaman ihmal ettim ama kalımda bloga koyacak şey olmadığından değil onları ayrı bir başlık altında toplamak istediğim için site almaya çalışma, o alacağımın da istediim işe yaramayacağını öğrenme, bu arada boşa para yatırma ve hala bilmediğim ayarsızlıklarla aldığım siteyi kullanamama gibi saçma sapan işlerle uğraştığım için yazamadım...
Oysa bütün ay boyunca cavcav civciv kızım yine şirinelikler yaptı, oyunlar yarattı, oyunlarına bizi kattı, çıkardı. Ağladı, sinirlendirdi, sonra güldü, kendine hayran hayran baktırdı.
Bu haftasonu da hastalıklarımızı atlatıp köye gittiğimizde abisiyle bir haftasonu boyunca oynadı oynadı oynadı... yetti mi? Yetmedi, yine bir haftaiçi boyunca köye gitcem diye uyandı, ara ara aklına geldikçe tatil oldu köye gidelim diye bizi uyardı:) Dedesiyle yıldızı nasıl barıştıysa artık peşinden ayrılmak yok, yemekten kaldırıp oyuna sürükler oldu. Minik yürek büyüdükçe yarattığı sevgi de tariflenmez boyutta oluyor.
İşte havaların azcık ısınıp bademleri aldattığı bu haftasonundan kareler...
hepinize sevgiler,
7 Şubat 2013 Perşembe
Mini Amsterdam turu
Şubatın başında Amsterdam'da hatta
Nordwijk'de işim ne? Evet,çok soğuktur burlar bu zamanda- İzmir bile soğukken-
ama 4-5 Şubat tarihleri arasında Nordwijk'de düzenlenen Uluslararası Tasarım
Toplantısı (Design Summit)'na katılmakla görevlendirildik bölüm arkadaşımla. İş
başa düşünce appar toppar (cuma günü belli oldu, cmt gecesi yolculuk) uçak,
otel ayarlaması derken evdeyiz ve eşya topluyorum. Daha geçen hafta
Amsterdamdaki fuardan gelen arkadaşlardan yün içlik almadan olmaz sözleri beni
benden aldı.Zaten soğuktan oldum olası hazzetmeyen ben yeniyeni alışmaya
başlamışım, bir de bu uyarılarla iyice ajite oldum. Ben evde Su kuzumun hafif
mızıldanmalı hafif ateşli dönemini yeni geçirmeye çalışırken eşim hemen
kaptı geldi bir tane içlik...
Orada neler yapılır, neler edilir hiç bir
fikrim olmadığı gibi bu spontan iş gezisinin sadece pazar öğleden sonrası
Amsterdam'da olabileceğiz. Nordwijk denen yere haritadan bakıyoruz. Deniz
kenarı. Süper nidaları duyuyorum sizden ama denizin fotolarını görünce o
sesleri hatırlatırım(!) Neyse pazar sabaha karşı 03'de istanbul'a yaptığımız
"öldürücü" aktarmanın ardından kendimi frappucinoyla ödüllendirdim
tabii ki:) Oradan Amsterdam'a yolculuk başladı ve 12 gibi bagajlarımızı alıp
metor istasyonuna yöneldik.
Ben bu siteden ve beni yönlendiren bir kaç
linkten gerekli hemen hertürlü donanımı öğrendim gitmeden:
iamsterdam ve amsterdam info sitelerini tavsiye ederim. Temel bilgilerin
hmen hepsi mevcut. Sonrası improvizasyon:)
Ulaşım sistemleri engerasyonu çok çok
başarılı, her istasyondan oraya buraya şuraya inip binip çıkıp giriyorsun.
Herşey iyi hoş da; yurt dışından 2-3 günlük gelip şehrin içinde bile
duramayacak bizim gibiler için bozuk para dışında para kabul etmeyen bilet
makineleri biraz aşırı yükleme oldu. Ayrıca biz mi göremedik (çok da aradık
ama)bilmiyorum ama havalimanı tren sitasyonunda kağıt parayı bozan makinelerden
olmaması da ilginç geldi biraz. Biraz kart depozitosuyla özel bir kart alıp- PT Smart Card (OV-chipkaart) - bu tren bileti makinalarını kullanmanız mümkün ancak
açıkçası o kartın içinde ne kadar para kaldı, kalmadı, bir daha ne zaman
kullanırım, kullanır mıyım düşüncesiyle almak istemedik. Elimiz mahkum bilet
için görevliden yararlanarak bilet başına extra (danışma) ücreti ödeyeceğimiz
gişeye yollandık Tren sistemi o kadar hızlı ve çok kullanılan bir sistem ki
hemen adapte olabildik desek yalan olur. İlk beklediğimiz peron yanlışmış, iyi
ki birisine yine de sormuşuz. Amsterdam'a 15-20dk akarcasına gittik. İndiğimizde bavullarımızı
ne yapacağımız derdini de önceden yol arkadaşımın Amsterdam'a gelmiş olmasının
verdiği bilgiyle tren garındaki bavul bırakma kutularına attırıverdik.
Kesinlikle tavsiye ederim, iki boyutu var, gitmeden bavullarınızı bu kutu
boyutlarını forumlardan öğrenip ona göre düzenlerseniz daha az depozit
verebilirsiniz:) bu konu hakkında insanlar birbirine bayağı sormuş,
soruşturmuş...soralım- ögrenelim
Gezmeye başlamadan önce sorduk ki Nordwijk
denilen yere trenle direkt gidilemiyor ve maalsef istasyondaki görevliler oraya
nasıl bir yolla gidileceğini de çok açıklayamadılar. Dolayısıyla taksiyle
gideceğiz diyerek kendimizi dışarı attık. Hava bildiğin nemli ayaz, şu adamın
dışarıda kalan uzuvlarını dondurup sızım sızım sızlatan cinsten, ama işin
garibi ben kendimden beklemediğim bir performans göstererek bir süre içinde bu
soğuğa alıştım. Arada çizim çizimyağmur ve kapkara bir hava bize show yaptı ama
yılmadık:)
Gece haritadan çalıştığım için önceden
nereye doğru yürümemiz gerektiğini istasyondan inince anladım ve yürümeye
başladık. içinden geçilmesi gerekn ana sokak isimlerini biliyoruz ama venedik
gibi bir süreü ara minik sokakcıklarla birbirine bağlandığı için çok da
takmayıp hepsine girdik çıktık, vitrinlere, bir sürü turistle bir baka baka
yürüdük. Çektiğim fotolar karanlık, ama hava öyleydi,benim de becerim minik kamerayla bu kadar, üzgünüm:) Size aşağıdaki
resimde gidilecek yerleri görülecek sokakları çizmeye çalıştım çünkü foto
çekmek pek mümkün değildi yağmur altında:)

Dam Square
National Monument
Ve yukarıdaki resimdeki Kalverstraat'dan aşağı salınıyoruz. Hava
gittikçe kararıyor ve biz kendimizi hala çocuklarımıza bişi almaktan
alıkoyamıyoruz. Biri bizi durdursunnnn!!! (aslında çok alışveriş manyağı değilim,
yurtiçinde çok az alırım, ama yurt dışında hep "anı olsun"
"kullanırken hatırlayayım" diyen alt beynim üst beyinle savaşır durur
ve çok güçlüdür:) "Reguliers Breestraat' içinden geçerek en
sonunda karın açlığımızı sonlandıracak bir yer bulduk kendimize ve iyi ki de
bulmuşuz:)
Rembrandtsplein'da "nightwatch"
heykelini karanlıkta göremedik ama Nightwatch restaurant'da güzel bir yemeğin
lezzetini deneyimledik.
Maalesef buradan sonra çok kısacık size genel kültür şekliden hizmete vereceğim Amsterdam ile ilgili çünkü kendimizi H&M ve HEMA gibi iki güzel mağaza zincirine nasıl bir kaptırdıysak saati akşam yemeğine kadar ancak 6 yaptık- 7de yemek bitti. Biz de yorgunluktan bitmiştik. Çiçek pazarını kapanırken yakaladık, Şemsiyemiz altında istasyona geri yürüdük. Oysaki planlar şu şekildeydi:
Yukarıda verdiğim rotanın pembe kısmında devam edecek
olursak:); Rembrandtplein'dan Heineken bira müzesine kadar sallanmak
planımızdaydı. Hani olursa oradan Müzeumplein'a atlarız, ama "müze
gezmekle vakit harcamayalım, zaten yarım günümüz var oradan Leidesplein'ı
yürüyerek keşfederiz" demiştim pazar uçak saatine kadar internette
araştırırken. Gel gör kuzumun yanımda olmamasıyla sürekli onu düşünmekle ve
sıcak ortamlar vakit geçirelim bari gibi bir bahaneyle kuzey avrupa tasarımları
bizi cezbetti, el kol dolu ama bütün siparişler+25 şeklinde istasyona geri
yollandık.Tabi bir de ekstrayla!!!
"Bu kadar geldik, bira müzesini de göremedik bari redlight district ne
menem bir yermiş" demeyeyim diye sağ olsun Sultan arkadaşım bana yol
gösterdi, bir kaç kez git geri gel, tekrar git, tekrar dön o daracık
sokakcıktan derken çıktık...
Ve kırmızıyla geniiş bir daire içine
aldığım yere ulaştık. Kanalların gece ışıklarıyla zamana meydan okuyarak akan
suyla bir köprüde azıcık duraklayıp zamanın akışını hissetmek...Çok güzeldi.
Soğuk da, sıcak da etkilemiyor öyle anlarda. Tavsiye olunur. Görecekleriniz
tabii ki bununla sınırlı değil, gezin, görün, karar verin:)
İstasyondan hemencecik bavulumuzu alıp
aldıklarımız içine tıkıp taksiye atlamamızla oraya kadar geçen yolsa otoban
gibi bir yoldan 100€'ya yakın bir fiyatla otele varmamız içinde geçen sürede
heyecanlı hiçbirşey olmadı:) Az kalsın uyuya kalıyordum.
Otel ve kıyı şeridi gözlemlerim,
yarın.üzgünüm çok da eğlenemedik bu sefer ama kısmet bir sonraki detaylı
Amsterdam ve çevresi turuna artık...
sevgiler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)