21 Haziran 2010 Pazartesi

W30 bitiyor bile....

Sevgili okur,
diyeceksin "bu da abarttı, tek hamile bu sanki dünyada, başka konu bilmiyor". Bilmesine biliyor da aslında insanın karnında gittikçe büyüyen bir canlı en ilgimi çeken şey oluyor şu anda... sabah kahvaltıdan sonra, öğlen yemekten sonra kıpır da kıpır...ama hele gece uykum azalınca... Uyuduğum anda terleme huyum yüzünden zaten yaz geceleri çok rahat uyuyamam. E artık İzmir'de yazın gece şöyle rahat bir uyku bu aralar gittikçe zorlaştı. Ya çişe kalkıyorum, e kalkınca susamış oluyorum. Su içince 1,5-2 saat sonra yine aynı merasime uyanıyoruz. Her uyanış bir merasim, çünkü belden yukarısını doğrultmam, bir süre sabit durmam sonra yavaş yavaş koca göbeğimi kaldırabilip yataktan kalkmam bayağı uzun sürdüğü için uyku da kaçıyor haliyle:)

Bebek ile annenin uyku saatleri tutmadığında ciddi sorunlar ortaya çıkıyıyor. Mesela bu gece merasimlerinden birinde kızımız da uyandı. Diyelim ki sen uyuyacaksın ama onun uykusu kaçtı. Tepik de tepik, gerinmeler, ittirip kaktırmalar. E buradan sonra anneye de uyku haram olmuş demektir:) Doğa bu süreci anneyi doğum sonrasına hazırlamak için yapıyor gibi gözüküyor...Çünkü olacak aynen de böyle:)
İşyerinde işler üst üste altalta, kafam karmakarış. Gün içinde gümbür gümbür devam ediyor bir sürü şey... akşama da kafa oluyor 1 milyon. Umarım Alex tezi okur azıcık da geri kalan kısımlarını yollarım. şu mavi cildi teslim etsem de kurtulsam... Onun da o kadar teferruatı varki, yok Yök'e CD, mavinini tonu o olmayack bu olacak, bilmem ne...

Şimdi benim gözlerim kapanmaya başladı, üstlerine fil oturdu resmen göz kapaklarımın... Kaçıyorum, kısa süre sonra

tekrar görüşürüz...

13 Haziran 2010 Pazar

Kafayı ancak topluyorum (mu acaba?)


Selamlar,
4 Haziran cuma günü istanbul'a yola çıkışımdan sonra 4 gün orada dolu dolu geçti. Cuma günü olacak toplantımın hemen ardından tez hocamla çok faideli bir görüşme daha geçirdikten sonra bizi tüm haftasonu misafir edecek olan dostlarımızın evine yollandık. Cumartesi 3-4 saatlik bir cadde yürüyüşü ve ev gezmesi kaçamağı dışında sabah 7'den akşam 1'e kadar mavi ciltte olamsı gereken şekline dönüştürmek için hocamın da dediklerini yapmakla uğraşmaya başlamıştım...
en sonunda 7 haziran günü tez jürime çıktım. Cuma ve cumartesi çok sıcak olak hava pazar ve pazartesi bana inat bozmaya başladığından yağmurlu bir istanbul sabahında kadıköy'den karşıya geçtik. Jürim öğleden sonra olmasına rağmen sabahtan orada olalım ki gerekli evrak neyin hazırlanması lazımsa bitirelim tüm işleri diye düşünerek hemen bölüm odasına çıktık annemle. Yazık onu da nereye gitsem peşimde sürükledimayrılmaz parçam oldu tüm gezimiz boyunca.

Jürim problemsiz ve sıcak bir sohbet halinde geçti. Amma velakin yapılması gereken sürü sepet değişiklik ve conclusion kısmıma ekleyeceğim bir kaç fikir ile yüksek lisans derecemi almış bulunmaktayım:) Akşam dönüşümüzde yağmur peşimizi bırakmadığı gibi şiddetini tam havaş'a binecekken arttırdı ve bileklerimize kadar ıslandık:) Ama annemin müthiş güler yüzü, bitmeyen enerjisi ve herşeyde sürekli komik bir yön bulmasıyla rezil halimize de pek bir güldük, otobüste spor ayakkabılarım cılk olduğu için sandaletlerimi giydim, rahat ettim:)

hafta içi İstanbul'da nasıl bir yorulmuşum ancak anladım. Salı günü tır çarpmış gibi gezdim zaten. İşyerinde nedense garip bir yoğunluk, rapor yazmak zorunda olduğum yerler, yaklaşan fuara hazırlanması gereken belgeler, bilmem neler... almış başını gidiyor.. Cuma da tüm güne uzayan IEU bitirme projesinde jürilik için gidip oturunca hafta nasıl bitti bakakaldım ardından yine şaşkın gibi...

Bununla bitti mi? Hayır! Şu anda salı akşamı süresi dolacak Cumulus konferansına paper yetiştirmeye çalışıyorum. Hiç öyle gözükmüyorum oradan aslında ama:) neyse işte kafa dağıttım azıcık buralarda... Sırtımda eşim pazartesi günü yapacağı tez konusu savunmasını gözden geçiriyor. Bach eşliğinde pazara gitme saatimize kadar maksimumda çalışır halde durmaya çalışıyoruz:)

15 haziran'da şu paper'ı bir göndereyim, ondan sonra en son fotoğraflarımla karşınızdayım. Dün uyku molası vermeden önce kendimi çekmiştim ancak bilgisayara aktarmaya vakit bulamadım henüz. 29. haftadayız artık, uyku çökmesi sıcak basması başladı haliyle. İzmir sıcakları da bana hiç yardımcı olmuyor:)

sevgiyle kucaklarım,