23 Kasım 2009 Pazartesi

adaçayı, peynirli tost yarısı - deliye her gün bayram tatili

okuyucular,
(eğer oradaysan:), şu anda elimdeki ikili ile başlık koydum, ucuna doğru tatil başlayacak hoş bir haftanın pazartesi günü, önümde yarım dilimden tost, ve halis muhlis otları sıcak suya batırmak suretiyle oluşturulan adaçayı mevcut. ikisini kucaklayarak yazıyorum işte.
baktım ki 19 gündür yazmıyorum, ve hayatımdaki çok önemli bir gelişmeden hepinizi haberdar edeyim dedim:)

bu tezin biteceği yok arkadaşlar, ben de kasmamaya karar verdim:) çevremden gelen "biterse biter, bitmezse mayısa" şeklinde gittikçe yoğunlaşan argümana kulak verdim ve bir rahatlık çöktü ruhuma. Ha ama hardiskimi yine yanımda taşıyorum heryerlere, olur da yazma aşkı gelir oturur içime, elim boş kalmasın diye... Böyle bir gelişme de çok olmadı açıkçası:) neyse alan çalışmasının Limontepe ve Özgür mahalleleri etabını hayırlsıyla ve son derece verimli bir şekilde atlattım. Bulguları yazıya "döktüm döküyorum" aşamasındayım:)

bu gece sonraki geceler ve tüm beyram seyran geceleri boyunca çalışsam yetişmez mi?? uff bu işin bir bilg programı olsa da günleri girsen durumu girsen sana yol haritası (günümüzün popüler kelimelerinden - ben de cümlede kullanayım dedim:) çıkarıverse, olur olmaz, olursa ancak böyle böyle olur diye... böyle bir program var da ben mi bilmiyorum?

hoşçakal sevgili okur,
öperler(ama uzaktan, malum grip vb...)

4 Kasım 2009 Çarşamba

yazmak olmadı, çizmek olsun

Sevgili okur,
ancak kendi dilimde son derece informal biçimde buraya yazabiliyorum. Yazamadığım için CorelDraw açtım çiziyorum. Yanında Cesario Evora ve karanfil-tarçın çayı çok iyi gidiyor. her yazana çizene yavsiye edilir.

Bugün evbotlarım geldi internet alışverişimden. Ev botu nedir? internette bkz. twigy.bizzat bayıldım, geldiğim gibi eve geçirdim ayağıma, sıcacık oturuyorum. Tanrı her üşüyene bir ısıtıcı versin. Şahsen soğuk karşıtı bir insanım. Hani az cahil de olsam küresel ısınmayı destekleyebilirim, o derece...üşüyorum kışları,hele sabah soğuk soğuk uyanmak ve yataktan sıcacıkken çıkmak zorunda olup, soğuk şeyler giymek zorunda olmak...ıyyghhh...
brezilyada, ekvatorda tasarımcı aramıyorlar mı acaba?

Cesario da sıcak havaları hatırlatır bana, çok sıcak değil ama, hafif meltemli havaları, deniz kokusunu, serin tabanlı çıplak ayakları, parmak arası terliği, dalga sesini...neyse çok özlem dolu oldu...ben kaçars diyim bu akşam bari en azından birşeyi ilerleteyim.

haydi görüşürüz canlar...