2 Ocak 2013 Çarşamba

29. ay çok farklı oldu sanki...



Nasıl geçti anlamadım. 
Ben nerdeydim?, kızım yanımda değil miydi? kulaklarım gözlerim işlevini yerine getirmiyor muydu diye sorular uzar gider... Kızımdaki değişimleri listelemek mümkün değil ama bebeklikten minik çocukluğa (toddler) geçiş işte bu ay oldu, parmak basarım:) her kelimenizi tekrar başlaması, hem de hemen siz söyledikten sonra. Ezberleyen bir bilgisayar çalışıyor hissyatı uyanıyor bir iki kelimeden sonra. Evde bilgisayardaki arı ve mickey çizgi filmlerinden öğrendiği şeyler rutinleşti artık. Uçaklar, trenler sadece heyecanlandırıcı değiller günlük yaşamda var olan objeler. O da bunları olduğu gibi kabul ediyor. Tabii "aydede" ile şarkı söylemek, uzun saçlı atların uçtuğu dergi sayfalarını takip etmek yaşın gerektirdikleri:) 

Sayılar konusu birden popülerleşti ve 5'e kadar sayan kızım artık 10'a kadar sayıyor ve 8 sayısını bilinçli olarak atlıyor. "bir, iki ,üç,dört, beş, atı, yedi, kokuz, on"; 7'den sonra ne var deyince de "sesiz" siyor ama hiç istekli değil, mahçup bir gülümsemeyle, geveleyerek.
Suluboya sevgisi daha da arttı. Evdeki liseden kalma "sulubolam" onun mülküne geçti artık. Neyseki bir sarı önlük aldık da üst baş da gecevakti darmaduman olmuyor. Anne de geçen süre içinde bişeyler öğreniyor az da olsa:) 

Bu tren raylarından salona kurulan devasa oyuncak nasıl ilgisini çekti, nasıl mutlu etti kızımı bir görseniz, neyseki babasına uydum, ne gerek var bir başka oyuncağa demedim. Bu 10 numaradan vurdu.

Özellikle bir yemek ayırmasa da sevmedikleri oluştu maalesef. Liste çok kabarık değil ama köfte makarna, patates, et, balık, tavuk bulgur, mikserden geçmiş mercimek vb sebze çorbası, tarhana, şehriye favorileri. Bunlar dışındaki yiyeceklerde nasıl bir yaklaşım sergileneceği zaman, mekan, ruh hali gibi değişkenliklere bağlı...
Bakalım bundan sonra daha ne olcak diye düşünürken beni hep şaşırtan kuzum, daha nelerle şaşırtacak beni?

sevgiler...

Hiç yorum yok: