29 Nisan 2013 Pazartesi

Bir bahar, Bir minik...



Bahar geldi, alerjilerde çevredeki çiçekleri bitkiler haşerat gibi coştu çağladı. Burnumuz minik bir dereye, gözler minik su pınarlarına dönüştü. hele ilaç almayı unutup dışarı çıkmaya gör. Göremezsin çünkü gözün akar burnun dursa hapşurman durmaz... Herkezler bahar gelsin diye sayıklar, ben bahar bitsin diye...
Bu güzel (!) mevsimde:) kızımdan ve babamların bağından yakaladığım kareler geliyor...

Poz, poz, poz... Her deklanşör sesinden sonra da "bakıcam, bakıcam" diye yanıma koşmasını benim onu geri gitmesi için iknalarım izliyor..

 Kendi tatlılığı yetmiyormuş gibi nedir bu poz merakı bilemiyorum...


 Bağ da uyandı, babama da işler çıkardı, iz elementi, gübresi, ara çapası, ilacı bitmez işler başladı... Bizim bağda da aynı işler gerektiğinden eniştemiz güneş altında yanmaya başladı bakalım babamla birlikte... Neyseki öğreten, bir bilen var...

 Minik salkımlar çekillenmeye başladı, uyanışlar çok zarif değil mi?
Bitkilerdeki bu uyanışı keşke alerjim izin verse daha yakından takip etsem. Umarım yakın zamanda daha çok açıkhavada vakit geçirebilir hale döneriz...

Sevgiler...

Hiç yorum yok: