4 Mart 2015 Çarşamba

Merhaba,

gece gece yazdım döşendim, kafamda kelimeler uçuşuyor dört köşeye fırlamış elektronlar gibi bam bam bam vuruyorlar da ben sadece yakalayabildiklerimi sizlerin de anlayacağı biçimde olsun diye sıraya dizeceğim şimdi.





Bu hafta hayat bana tokat tokat üstüne... bir blogger arkadaşımızın benim gibi ikinci oğlunun doğumunu okudum. Onun için sevinirken aslında (bence kelimenin tam anlamıyla) durduk yere geçen sene bu zamanlarda kaybettiği minicik kızını hatırladım. Çok da uutamamışken, daha da derinleşti bendeki üzüntüsü. Kİşisel olarak tanışamadık daha ama ben anne olarak karmakarış oldum binbir kere... Sonra başka bir postda başka bir çocuk melek oldu haberi. onu hazmedememi,şken Gamze'mizi kaybetmek... yaprak dökümü değil ağacın kökten sökümü etkisi yarattı benim bünyede bunlar.

Bir dahaki tokata kadar unutmayayim diye kendime notlar aldım...

1) Cocuklara kizdigin sureyi kisa tutacağım!!! Ne halta sinirlendiysem o olayin oluşması için gereken zemini kaldırıp kronikleşen durumla savaşacağım, kişilerle degil.

2) Sevdigim ayakkabilari eskimeleri pahasina giyecegim, şimdiden 3 tanesine hamilelikle birlikte ayaklar sığmaz oldu.Geçmiş olsun...Neyseki kızım var diyordum ama malzemenin de bir ömrü var, dolap bekleyen ayakkabıların taksimetresi calışıyor...

3) Yamuk veya delik kaldırıma, yanlış yere yamuk kakılmış çöp kutusuna, çöplük balkonlara, üzerime süren trafik magandasina, copu yere atan yaratiklara, vb paralel evrene uçurmak istediğim herseye daha az kızıcam. Kızmayacağım diyerek fitratıma aykırı bir yola dönemem zira yalancı olamam. O da bünyeye ters. Kendimizi eğitip belli bir ölçüde kızgınlığımızı dizginleyeceğiz diyelim, anlaşalım.

4) Hasta yaşlı kim varsa iki elim kanda olsa aramaya, mümkünse görmeye çalışacağım. İkinci kez gidenin ardindan "keşke" demek çok koyuyor artik. İlkine hata ikincisine aptallik derler...

5) Ekin'den sonra saldığım not tutma alışkanliğımı tekrar ele alıp hiç birşeye yetişemiyorum ayaklarını bırakıcam. Bana bile sıkıntı verdi. "Return of the time management". Çünkü hayat çok çok değerli. Arkamda eksiği çok gitmek istemiyorum, yetemeyeceklerine girismis maymun iştahli olmak da... Herseye yettiği kadar, hak ettigi kadar, beni ve sevdiklerimi mutlu ettigi kadar ilgi ve zaman var bundan sonra.

Neyse simdilik sanirim bir hişimla bu kadar geldi aklima.

Öptüm, sarıldım, cok ağladım, tekrar sarılıp koklayıp yattım...

Kuzularına sarılabilen tüm anneler, kıymetini bilin, ozellikle boyle bir günde. Kuzular hele...onlar da bilir...

Hiç yorum yok: