nasıl oldu diye sorma sevgili okur,
vallahi geldi, inanmazsan bilgisayar ekranının sağ altaki saat kısmına tıkla ve takvime bak. İŞTE!!! kocaman yazıyor orada, soğuk gerçekliğiyle karşında.
Beceriksizliğimin son daniskası da aşikar oldu, tezim Aralık 25'e yetişmeye çook uzak. Hatta bu tanım çok yumuşak kaçtı. BİTMİYOR!!! işte bunu kabullenince ooohhh bir rahatlık çökmüş efendime söyliyim...ooh bir rahat...
neyse, bitince elimde olacak çalışma beni daha tatmin eder, daha güzel bir sonuç ortaya koyabilirim böylece gibi minik telkinlerle atlattığım bu başarısızlık sonrasında çalışmayı bıraktım mı? hayır, inatla yazmak için inatla okuyorum. En azından maksimumu yapayım, mayıstan ne kadar önce biterse o kadar çabuk üstümden kalkar bu yük, kafamı kurcalamayı bırakır bu konu diye düşünüyorum.
Burada yağmur ara sıra kendini gösterdi. Karşıyaka'da yağmur evdeysen çizgi film, internet, makale, müzik eşliğinde güzel ama dışarıdaysan çamurdan kaçmak kafayı bayağı yoruyor. aklıma hep başı boş evsiz köpekler geliyor, yağmurda nereye sığınırlar?Ya evsizler? İşte o yüzden çok da sevmem yağmuru şehirde. Gitsin dağa bayıra, tarlaya çayıra yağsın. Küçüklüğümden beri de bu düşünceyi savunurum.şwhirde dert yaratmaktan başka hiç bir işe yaramaz. Yok logarlar taşar, yok kaldırımdaki taşlar oynar, hangisine bassan öbür bacağına çamur atlar, araba geçer, seni yıkar. Velhasıl derttir dert...
Eve gelir gelmez ayağıma ev botumu geçirmişim, yemeğe koşup yemiş bitirmişiz... Diziye kadar bilgisayarda okuyacaklarımız okuyup yazacaklarımızı yazmışız, sonra da botlar çıkarmadan şööle uzatıveriyorsun bacakları, bu ne rahatlıkmış be arkadaş..ayak üşüdü, bileklerden soğuk geldi derdi bitmiştir!!! herkese tavsiye olunur. Uyurken çıkarmayı unutacağım, o kadar yani...
neyse ben yine işime döneyim sevgili okur, ya modelleme ya okuma ikisi birbirinden dürdane ama ben seçmek zorundayım...
görüşmek üzere, sevgilerle kalıınnn....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder