5 Mart 2013 Salı

Barselona, 2. gün



Ertesi sabah ilk iş kahvaltı yapabileceğimiz bir yerler aramak oldu. İspanyollar sabah kahvaltısında ne yerler? sorusunu sorduk ve italyanlardan çok farklı olmadığını görerek bir biraz eklemeler yapalım dedik:) meyve suyu ve kruvasan satan ferah bir mekan ararken avenuda diogenal'e girdik.
Bugünü "La Ramblas" ve çevresindeki "Gothic Quarter" denen bölgeyi didik didik etmeye adadık. Çünkü perşembe gecesi bu bölgede bir milonga olduğunu öğrendik ve tango ayakkabılarımız yanımızda:)
Pl. Tetuan yakınlarında kısa bir kahvaltıdan sonra Pl. Catalunya'ya doğru devam ettik. Her bina ayrı güzel, her sokak ağaçlarıyla güneş ışıklarını süzerken farklı parlıyor. Benim gözüm sürekli balkonlarda bina kapılarında, mimari farklılıklar/benzerlikler gözlemleme peşinde. Çiçek ve dış cephe bakımı ne kadar dikkat edilen bir genel adab kuralı:)


Pek çok gezi kitabında, "La Ramblas" denen geniş, yürümesi hoş ve her ara sokağın ayrı ayrı maceralara açıldığı bu cadde 5 bölgede incelenebiliyor; bunlardan ilki, suyundan içildiğinde mutlaka Barcelonaya geri geleceğinize inanılan güzel bir çeşmenin bulunduğu, Plaça Catalunya ile başlayan "Rambla Del Canalates" bölgesi. yürüme bölgesinini ortasında gazete satıcıları ulusal ve uluslararası dergi ve gazeteler satıyorlar.



İkinci bölge: kuş ve bilimum tüylü hayvan satıcısından ismini alan "Rambla dels Estudis".Burada Barcelonanın ilk üniversitesi nin yanında "Esglesia de Betlem" kilisesi ve karşısında "Palau Moja" var. Bu bölüm şu anda belediye meclisinin kültür hizmetlerini veren Rococo tarzında "Palau de la Virreina" binasıyla bitiyor.



"Rambla dels Flors" sağınızda göreceğiniz büyük metal girişiyle ve kalabalığıyla sizi çekecek "la Boqueria" başlar. Burası Barcelona'nın en meşhur ve büyük taze yiyecek pazarıdır. Tam bir karnaval, görülecek ve mutlaka elinize yürürken atıştırmalıklarınızı alacağınız bir durak.



Pazardan caddeye dönerek ilerlerken birbirinden renkli çiçek satıcılarını bulabilirsiniz. Bu bölgenin bitişini Joan Mirò imzalı dairesel kaldırım taşları ifade eder. Ayrıca aşağıda resmini gördüğünüz yeşil ejderha heykeli de 100 küsur yıl önce Joseph Villaseca tarafından bir şemsiye dükkanı için tasarlanmış (Casa Bruno Quadros).

Carrer de la Boqueria nın üst kısmında içeri ilerlerseniz Barri Gothic denen bölgeye doğru kendinizi sokaklarda kaybedin, ara ara harita yardımı alarak hep o bölgede kalmaya çalışabilirsiniz ama orasının gerçekten gotik döneme ait havasını mutlaka tadın derim. "Esglèsia de Santa Maria del Pi" kilisesinin mi şimdi hatırlaıyorum, bir tanesinin bahçesinde bir arp dinletisine denk gelmiştik şans eseri. Ama dinlediğim müziği değil belki de ama hissetiğim hazzı unutmam mümkün değil. "Plaça del Pi" diye adlandırılan bu meydanda haftasonları yerli ürticilerden bal, keçi peyniri ve değişik reçel çeşitleri bulmanız mümkün oluyormuş diye de okudum. (kitabımın yalancısıyım:) Ayrıca bir zamanlar Picasso'nun müdavimi olduğu "els quatre gats" adlı cafede de dinlenebilirsiniz.

"Rambla dels Caputxins" bölgesinde daha çok cafe ve restaurantlar sağlı sollu dizilmişler ve turistlerce en çok bilineni "Cafe de l'Opera" ve onun karşısında dört kere yeniden inşa edilen "Gran teatre del Liceu" binası görülmeye değer yerlerden. Ana caddeden sağa Nou de la Rambla caddesine girerseniz Palau Guell var ve 10:00'dan 18:15'e kadar ziyarete açık. Ana caddenin solundan girilen Plaça Reial geceleri gündüzden farklı bir ihtişamlı hal alıyor, ışıklandırmasıyla daha da görülmeye değer oluyor. Bizim milongaya geldiğimiz saatlerde bu meydandaki restaurantlar da akşam yemeği seçeneği olarak popüler gibiydi, denenebilir...

Son bölgesi "Rambla de Santa Monica" 'da denizi görüyorsunuz. Bu bölgede Santa Monica sanat galerisi ve kaşısında denk gelen "Museu de cera" yani politik ve popüler kimselerin mumdan figürlerinin olduğu heykel müzesini gezebilirsiniz.


Ama açmazsa Colomb anıtı altında soluklanıp denizi izlemek, denizcilik müzesi gezmek veya Carrer J.A Clavé ya da Carrer de la Merce gibi ara sokaklara dalıp minik şarapevlerinde değişik şaraplar tadabilirsiniz. Bu tadımdan sonra henüz gezmediyseniz yukarıya "Barri Gothic" bölgesine tabana kuvvet, marş marş! mutlaka La Seu katedralini görene kadar yılmayın. Biz açıkçası öğleden sonrayı biraz sanata ayırdığım için eşimle Barselona Modern sanat müzesinde (MACBA) 2 saate tekrar buluşmak üzere ayrıldık. Ancak müze o sırada tadilatta olduğundan çok az birkaç parçadan sonra çıktım fakat kocamı elimle koyduğum gibi Plaça Vicenç Martorell denen minicik ağaçlık alana bakan Kasparo Cafe'de şarabını yudumlarken buldum:) Oradan sonra birlikte biraz daha yürüyüşedevam ettik ama açıkçası belimiz ve ayaklarımız nasıl acıdıysa artık çok da seçici olmadan ilk gördüğümüz yere attık ve karnımız doyurduk. Ama akşama başka planınız varsa ana caddedeki tapas barlar atıştırmalık için iyi bir alternatif olabilir.

3. gün Gracia ve Eixample bölgesi...


Sevgiler,

Hiç yorum yok: