7 Mart 2013 Perşembe

Barselona'da 3.Gün


Merhabalar,

3. günümüzde de Carrer Arago'nun üst yakası olan Gràcia &Eixample bölgesinde yürüyüş ile şehrin nispeten daha az turistik ama bana göre bir o kadar da bence keyif verici kısmına yöneldik. Gaudi'nin ve onun izinden giden mimarların elinden çıkmış evleri görebilmek için Pl Pablo Neruda'dan yürümeye devam ettik. Rotanın içinde La Pedrera ve Parc Guell var ama yolda bir o kadar güzel yerler daha olduğunu göreceksiniz. Otelden çıkınca önümüze çıkan ilk meydan "Plaça de Mossèn Jacint Verdaguer" oldu.





Buradan Carrer de Mallorca'ya sapınca Casa Thomas ve ötesinde Palau Montaner'i göreceksiniz. 


Devam edip Passeig de Gracia caddesine direkt çıkabilirsiniz ya da Palau Montaner'den hemen sonra alta inip Carrer d'Arago'ya çıkıp o büyük caddeden parfüm müzeisine doğru devam edersiniz. Sonra "Casa Amatler" i görüp oradan Casa Batlò'ya devam ettik . Eğer mimariye iliginiz varsa  şehirdeki tüm bina yüzleri yaşayan bellek niteliğindeler, kimlikleri çok kuvvetli. Mimarlık tarihininin farklı zaman aralıklarını okumak mümkün. İşte bunlara bazı örnekler topladım. Avinguda Diagonal üzerinde Pl. Joan Charles'e doğru görülebilecek bir örnek: Palau del Barò de Quadras:


Aynı büyük cadde üstünde Casa de les Punxes:


CasaComalat'ın ancak kapısını çekebilmişim ama bina görülmeden geçilmemeli, bunu yaparken neler düşünülmüş dedirtiyor gerçekten insana:) 


Ve tabii ki şehir mimarisindeki en güçlü kimliklerden, tüm bu yukarıda örneklerini gördüğümüz modern akıma temel oluşturan Gaudi'nin efsanesi eşliğinde şehri gezmek de mümkün:
Ya da siz "ön hazırlığımı yaparım ve mimari turumu kendim" organize ederim derseniz: Casa Singulars sitesinden özel yapıları çalışıp gelebilirsiniz:)
Bu kadar kafa yukarılarda yürümenin sonunda günün en ünlülerinden birinde durduk, bilet aldık o sırada dış cepheye hayran kaldık. İşte La pedrera :

 


Bilet alıp içeriyi gezdik gezmesine ama çatı için sanırım bir kalabalık mı vardı, saatlik gruplar mı sıraya giriyordu, bir şekilde çatıya öğleden sonra dönüşte girmeye karar vermişiz gözüküyor çünkü çekilen fotoğraflarımızın güneş ışığı ve sıralaması buna işaret ediyor. Binanın içini önceden bilgilenerek gezmek de çok iyi oluyor mutlaka okuyun derim. O zaman kapı kulplarından banyonun lavabo musluklarına kadar herşey sizinle konuşmaya başlıyor.

La pedrera'dan sonra geniş bir cadde olan Carrer Grand de Gracia üzerinden yukarı doğru yürüyüşe geçtik. Yürürken ilk olarak Casa Fuster dikkatimizi çekti. Meğer kendisi zaten bizden başka pek çok kişinin ilgisini yıllardır çeken bir butik otele dönüştürülmüş:)



Elimizdeki haritada "Campana de Gracia" diye yıldız konan yer nasıl bir yer diye ana caddeden sağ saptık ve "Plaça Rius i Taulet" 'in ortasında bir çan kulesi gördük. İşte tam o sıralarda turist değilmişim de işime gücüme giderken oradan hep geçiyormuşum da o saat kulesini çok kanıksamış olarak yaşadığım hissi geldi. Ara sokaklar çok kendine özgü olmakla bir çok da hayat dolu. 



Tam böyle düşünürken Carrer Piugmarti sokağındaki sokak üstü satıcıları ve onun üst sokağı "Travessera de Gracia" gibi dar ve kısa sokaklardaki küçük dükkanlar birdenbire çok tanıdık gelmeye başladı. İç çamaşırı dükkanı, kırtasiye, bakkal, çorapçı, çocuk oyuncakçısı derken bayağı bir eğlendik.Sonra ana caddenin soltarafında büyük bir pazar yerine doğru yürümeye devam ettik ve içi de dışı kadar hareketli bu güzel ve Türkiye'den sonra nispeten sakin gelen bu pazardan bir kaç hatıra kaldı:
 

Ana caddeden yukarı devam ettikten sonra C.Carolines'e girdik ve Casa Vicens'in cephesine hayran  hayran baktık.



Oradan da tabanlara kuvvet diyerek ana caddeden çok sapmadan ama elimizdeki harita yardımıyla ara ara daracık sokaklardan kestirme yaparak Parc Guell'e vardık.
İşte en güzel dinlenme yeri ve işte güzellikler:



Park'ın içindeki Gaudi müzesini de gezmeden yapamadım:) Son fotoğraf da Gaudi'nin eşyalarından seçtiklerim.

Orada dinlenip güneşin ve parkın tadını çıkarıp aşağıya doğru yürümeye başladık. Yolda bir yerde tapas bar'da yemek molasından sonra:) "Sagra Da Famiglia"'ya da uğrayarak Pedrera'ya geri döndük. "Sagra da Famiglia"daki bitmek bilmeyen inşaat nedeniyle konstrüksiyon olmayan bir açısını bulamadımç. Ve zaten bu tip çok bilinen büyük yerlerin "benden daha profesyonel çekecek birileri vardır mutlaka" diyerek kartpostalını almayı adet edindim. Ama Pedrera'dan Famiglia'nın görüntüsünü çekmeden de edemedim. Buyrun 3. günümüzün son fotoğrafı:
 Sevgiler...


Hiç yorum yok: