Merhabalar,
dün gece annemlerden geç çıktık ve baktık ki "hep aynı hava" başlamış biz de girdik havaya...
Kızımın eline tefini almıştık, çal kızım çal dedim, salla tefini. Balkonlardan kızıma tuttuğum alkışı destekleyenler mi dersiniz, senin için bunlar senin için diye kızıma atıfta bulunna teyzeler amcalar...aradaki genişçe caddeden önce babası onu kucağına aldığında da klaksonlu arabalara alkış tuttuk...
Kuzucuğum nedenini anlamadığı bir cümbüş içinde eve geldi. Onun nefes alabileceği ağaçları korumak için, ileride istediğiyle istediği yerde kimseye zarar vermeden oturup gülsün eğlensin diye, çarşıda eteğini rahatça giysin, bikinisiyle plajda yüzebilsin diye..diye diye.. torbalardan onu daha fazla kısıtlayıcı şeyler çıkamasın diye halkın direndiğini , bilsin diye yazıyorum bunları.
Annesi çok korkak, gece kızını bırakıp evde sokaklara çıkamayacak kadar. Ama aynı zamanda düşüncem bunları unutturmamak...Gücün kimlerin elinde nasıl halka karşı kullanılabildiğini, demokratik sistemlerde ne kadar oy alırsan al kral gibi davranamayacağını birilerine hatırlatmak gerekiyor. Demokrasi sürecinde seçimler çok büyük rol oynuyor. Seçimde halkın yarısı benim arkamda diye gevinip duranlara diğer %50nin de hakkının yiyemeyeceğini öğretmek için yine seçim sandığından güzel bir ders çıkartmak gerekiyor.
Kalem gerçekten kılıçtan keskin ise, bilgi günümüzde en güçlü silah ise, bunları ispatlamak için uğraşan bir annen olacak kızım. Şimdiye kadar hep kafayı kullanalım diye eğitildik. Maalesef oransız gücün arkasındaki beyinler de çook uzun zamandır sinsi sinsi gelişiyorlar, büyüyorlar. Şu anda oynanan, temiz halk direnişini kana bulamaya çalışan pek çok küçük oyundan, taktikten tut da, 3.boğaz köprüsü sevdası, çamlıca tepesine cami hırsları gibi pek çok iş bu yıllardır düşünen planlayan beyinlerin ürünü...
Bugün okulunda kes, yapıştır, boya, dans et, annen de ne yapabilecek senin geleceğin için yine onu dert edinecek kendine... her sabah akşama kadar olduğu gibi...
Sevgiler....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder