1 Eylül 2010 Çarşamba

Zaman SU gibi akıyor:)

Merhabalar,

"Su" kelimesini gündelik hayatta ne kadar farklı yerlerde ve ne kadar sık kullandığımızı hamileyken de çok düşünmüştüm ama iş ciddiye binip de nüfus kağıdı elimizdeyken daha bir farklı. Su'lu espri yapmıyoruz mesela evde:)Sonra "sucuğum benim" diye sevmiyoruz kızımızı:) Sürekli ona Su kızım diye şarkı söylüyorum. Su perim, beni beste ve söz yazarı yaptı... Sanırım absürd doğaçlamalarımdan kaçarıyor ve ev halkının omzunda uykusu daha bir güzel geliyor...

Bir kaç gündür huyu değişti kızımın, emdikten sonra uykuya dalmakta güçlük çekiyor. O güçlük çektiği için ailecek güçlük çekiyoruz. Doğal olarak ben uyuyamıyorum o ağlarken. Ulaş uykusuz kalacak diye tedirgin oluyorum. Annem sabahları ev turu attırıyor, kahvaltı sonrası yemeğinden sonra yine uyumayınca dedesi devreye giriyor. Bakalım bu süreç ne kadar sürecek...

Ben evdeki herkesin uyuduğu (kızımın bu ekibe dahil olması ve benim tok durumda olmam zor denk getirebildiğim bir durum) bu kısa aradan faydalanıp hızlı bir banyo yapacağım. Sizlere Su perimin fotoğrafıyla hoşçakalın diyorum. Kuzguna yavrusu anka göründüğü için midir nedir, bana güzel geliyor...

Sürekli çocuğundan bahseden annelere dönüştüm. Belki annelik bunu getiriyor, oh ne de güzel getiriyor:) Söz bir daha ki sefere değişik bir konu bulacağım (hep bunu düşünüp yine Su ile ilgili yazmış olarak bitirmekten korkuyorum:)
Sevgiler. (Resimdeki örtüsü benim doğduğumda kullandığım örtüm - yaklaşık 30 yıllık bir pazen...)

1 yorum:

Merhaba :) dedi ki...

Aşk denen şeyi insan eşinden sonra çocuğunda fark ediyor. Ben de bir zamanlar sürekli eşimden bahsetmek isterken şimdi şimdilerde oğlumdan bahsediyorum. Anlamak için herkesin anne olması lazım, sen işe dönünce konuşuruz bol bol bebişlerden :)