26 Temmuz 2012 Perşembe

Kuzey gölleri - kısa Plön turu

Selamlar,
evi daha iyi tanıdıktan sonra çok sağlam bir kahvaltı yaptık ve 250 mt uzağımızdaki damın ineklerini yakından görme şansını değerlendirip koşturduk sokağa ancak çoktan araziye salınmışlardı, ancak uzaktan seyrettik. Alt arazinin de havaların iyi gitmesi nedeniyle hasadı başlamıştı ki benim gözlerimle burnumun contası bozuldu ve ciddi sıvı kaybettim...Bu kadar çok burnumun aktığını hatırlamıyorum.

Sonrasında bahçede bol bol oynadıktan sonra kuzuyu uykuya teslim ettim. Havadan mıdır nedir o kadar güzel uyuyor ki:) Öğle yemeği ve ardından arabaya atladığımız gibi rota: "Plön". Şehirdekileri başka bir yere çağırdılar diye düşünüyor önce insan çünkü alışılagelmiş tatil beldelerinin kalabalığı burada yok. Kişisel tercihim "yüksek volume yanında güneş ve tuzlu su, bir dilim karpuza 20 tl verilen beachleriyle bir sürü koy" yerine "göl kenarında bir patates-bira" olurdu.
 Hava 2 gündür şansımıza buradakileri şaşırtacak kadar iyi gidiyor:) Güneş yakıyor ama gölge gerçekten serin. Su, kendisi yürümek ve keşfetmek derdinde biz de peşi sıra bir çok yere boş boş arabasını gezdiriyoruz veya babası ya da ben göle atlayıp ördeklerle yüzmesini engellemeye çalışıyoruz. Ben soğuk olacağı düşüncesiyle mayosunu almamıştım yanımıza ama bu gidişle bir gün plajı olan bir yere gideceğiz ve biraz suya girmeyi deneriz artık:)

Şehrin merkezi olan yürüme şeridinde dondurmacı, bir iki kahveci- fırın, bir kaç kıyafetçi, biraz eczane ve bir kaç kapalı dükkan vardı. Dondurmacıların ve kahve dükkanlarının önü dolu, anladık ki herkez bu sokaktaymış. Ancak buna rağmen elimiz kolumuz kimseye değmeden rahat rahat yürüyüp önümüzü görüp, eski binalara bakabiliyoruz. Buradan da yüzölçümünü ve kişibaşına düşen m2yi anlatabildim sanırım:) bir minik köpek biz dondurma alırken Su'yun bacaklarını yalamış, bizimki de mutluluktan kudurmuş:) günün geri kalanında durup durup onu anlattı. Dayımla yemgem Ulaş'ı de ikna edip kahve-fırın arası bir yerde mola verdik. Ben de Su kuzuma gelen geçeni izlerken meyve püresini yedirdim. Eş zamanlı mola bitti ve tam ayaklanmaya meğletmişken kalktık...
Güzel bir kısa gezinti sonrası dönülen bahçeyi sulama işinde ve "toprakla oynama konusunda" dayısına yardım etti minik Su. Fıskiyeyi oralara buralara doğrultup pek bir güldü havadaki su damlalarına, güzel bir akşam yemeğinden sonra azıcık muhabbet ve kuzuyu uykuya daldırma göreviyle odaya yollandım. Ama uykumuzu almış olduğumuzdan geri dönebildim ve tatlı ile çayda bizimkileri yakaladım:)
Herkezi yatırdıktan sonra yarın yollamak zorunda olduğum makaleyi gözden geçirdim. Son bir iki ekleme kalmıştı aklımda.Onları da bitirdim. ama hiç bitmez, gönderdikten sonra aklıma daha düzgün cümleler hep gelir, hem de en alakasız zamanlarda, teker teker damdan düşer gibi...
Neyse, ikinci günümüzü de çok mutlu geçirdik ve çok güzel bir uyuyla 3.güne dönüyoruz...

sevgiler.

Hiç yorum yok: