10 Mayıs 2013 Cuma

Analar ve söylenenler...

Anneler günü hakkında bir sürü ıvır kıvır yazacağım ver hiçbiri bir yere varmayacak.
Kendimden:
Anne olduğum için çok mutluyum. umarım "isteyen" herkese de nasip olur. Ama kıymetini bilerek yaşabilmesini de dilerim. Bol vakitlerde "çokça" sevgiyle geçsin annelikler. Annemden ve Su'dan öğrendiğim çok şey var, Su sayesinde hayat hakkında öğrendiğim çok şey var. Bu öğrenme süreci hiç bitmeyecek:)

"Anne olunca kadın olmak"
 ikisi de olur neden olmasın? her canlının hayatında dönüşümler değişimler yok mudur?"Anne olan kadın değişime uğramış ve asla eskisi gibi olmayacaktır" diyorlar ya... E tabii ki, zamana karşı durabilen bir canlı var mı? Değişmeyen var mı?E kadın niye farklı olsun? O da değişir, sevdikleri değişir, eskiden sevdikleri yerine yenileri gelir. Eskiden hiç bilmediklerini bilir olur. Eskiden bildiklerini de unutabilir, bazen iyi olur bazen de zor zamanlar geçirir bu unutmalar nedeniyle:) Az konuşanlar bazen çok konuşmaya başlar, çok konuşanlar bazen yorulabilir... Zaman geçer, devran döner ve anne kadın bence yine "yeni kendini" bulur, olması gereken yere konumlanır. Zihninde, vücudunda, ailesinde, işyerinde, pazarda, sokakta, dolmuşta, otobüste. Herkes yerini bulunca rahata eriyor. Ben erdim mi rahata? "Orta karar" diyelim, bazen kafamda eski bende neler vardı, neler eksik kaldı, yenide neler olmalı, nelerin devamı gelmeli, neler istiyor gönül diye düşünmelerdeyim... Yapamadıklarım için Su'yun varlığını bahane etmek değil benim düşüncelerimi karıştıran, aynı bedende, kapasitede, eski bilgiler ancak yer bulurken, annelikle birlikte gelen pek çok birikimi nerelere sığdıracağımın endişesi... Sanırım yavaş yavaş beyin de kullanım sıklığıyla orantılı gelişiyor, yetecek benim bitmek bilmeyen isteklerime... hem cam dolamayı unutmayacağım mandrele hem çamaşır tozunun organik olanının markalarını. Hem kuzumun ölçülerini sürekli aklımda tutup her dk ucuzluğa hazır olacağım, hem kendi göbeğimdeki gelişmenin önüne geçmek için diyetimin gerektirdiklerini işe yanımda getirmeyi hatırlayacağım. Hem sevdiğimi öpmeyi unutmayacağım uyumadan önce, hem kuzumun suyunu başucuna koymayı. (Ben öpersem sevdiğimi o da beni öper uyanınca:)

Olmaz değil, yapan yapıyor, biraz daha iyi zaman planlaması öğreneceğim, biraz kızımın gönlünü hoş tutmayı becerip biraz kaliteli uyku uyumanın tekniklerini kullanacağım. Biraz kocamı sevip biraz da sevileceğim. gönül mutlu olursa anne mutlu, çocuk mutlu, sonra yansır bu mutluluk dolu dolu...

Annelerin hakkı ödenmez:
ben bunu nasıl yaşıyorum bilemezsiniz, ya da beni tanıyan çook iyi bilir. Aklımın az kaldığı pek çok yerde annemden bir akıl alırım. Ya da zaten o çoktaaan önlem almıştır bile. Onsuzluğu düşünemiyorum.

Anneler günü annesi bir sebepten ötürü yanında olamayacakları da düşünerek bangır bangır bağırılarak kutlanmamalı:
Özellikle anaokullarında ve ilkokullarda yokluğunun yaratacağı travma düşünülerek çok çok da bu günün abartılmasını doğru bulmuyorum. Kızım bana 3 yaşında kendi çizemediği kalbin içini karalayıp getirse mutlu olurum. Ama aynı resmi götüreceği olmayan minikler için çok daha fazla üzülürüm. Bu gübü 1 ay boyunca her türlü medya kanalında popüler hale getirmenin zarardan başka bir getirisi yok. Çocukların annelerini sevmeleri için bir güne ihtiyaçları yokki? Babalar günü içinde düşüncelerim aynıdır. Yağmur yağdığında nasıl evi olmayanlar gelirse ilk aklıma, yağmur gibi bu günün yazıları reklamı akarken üstüme sadece ona sahip olamayanlar gelir aklıma...

Annesine sarılabilen sarılsın, öpemeyecek olan onun en öpülesi anlarını hatırlasın (nasıl unutulur ki):(
Ve anneler çocuklarına onlar sayesinde "anne oldukları için" sarılsınlar bu haftasonu...

Bu günü son 7 yıldır tüm akrabaların bir araya getirilmesi fikriyle buluşturduğumuz için umarım yağmur yağmaz ve tüm ailenin anaları -ailelerle buluşurus yine. Ama yağmur yağsa da analar ve danaları yağmura çizmeleri iyip "çocuklar gibi şen" sıfatına layık kahkahalarla çıkabilsinler.

sevgiler...


1 yorum:

Unknown dedi ki...

Sevgili kuzum analar ve çocukları arasındaki akıl alışverişlerine analar dünden razıdır hatta sadece öneriler değil daha ne verebilirim diye de düşünürler. Sahip oldukları her şeyin tadı evlatları ile birlikte vardır çünkü.
Anneler günü kutlamalarının annelerine bir nedenle ulaşamayanları hüzünlendireceğini hep düşündüm. Annelerini yitirenlerin yanında bu konuları açmamaya hep dikkat ettim. Ve gün geldi annemi göremediğim zamanlara geldim. Sadece bir kutlama gününde değil yılın her gününde ve her anında onun sevdiği her şeyi düşünerek, hissederek, boğazın düğüm düğüm yaşanan zamanlar bunlar. Annesiz olmanın insanı ufacık ve çaresiz bir çocuğa çevirdiği zamanlar bunlar. Böyle kutlamalarda hissedilen yoksunluk anlatılamaz da. Bu konuda senin de aynı şekilde düşündüğünü okumak beni mutlu etti. Benim de dahil olduğum o annesiz çocukları çok üzmemeliyiz gerçekten de.