Merhabalar,
"Geldi bahar ayları, gevşer gönül ayları" derdi ortaokuldaki türkçe hocamız ve ben bu tekerleme gibi lafa bayılırdım, hep söylesin de kıkırdayayım isterdim. Şimdi beni asıl kıkırdatanın o lafın söylendiği zamanın etkisi olduğunu görebiliyorum. Nisan gelmese, o laf edilmiyor, bahar beni kıkırdatmıyor:)
Tavuk yumurta hesabı bir iş belki ama bu sabah kafam böyle çalışmak istedi.
Gamze'nin ameliyat gününün kesinleşmesi, onun için her gece kızımı sıkı sıkı sarılıp dua edişimi getirdi aklıma. O iyileşene kadar duaya devam, pozitif enerji göndermeyedevam. Doğanın tüm enerjisi o anda sana aksın Gamze'cim. Sen de oğluna benim kızıma sarıldığım gibi sarıl istiyorum.
Bu nisan ayı, adamın düşünce sistemini de mi karıştırıyor biraz acaba? Doğru düşünemez, 10dkdan fazla konsantrasyonunu toplayamaz mı oluyorsun ne?Yoksa ben bunlar için kendime "bahar" gibi bir bahane mi buldum. Bir iki ay sonra da "yaz rehaveti" der işin içinden çıkarım:) sonbaharın hüznü çöker üstüme, kışın soğuğu yorgan gibi örter üstümü, oh altına kıvrılır kedi gibi yatarım. Maksat çalışmamak için bahane olsun. Buna "bezgin bekir" sendromu deniyor sanırım:)
Bu cuma günü yapacağım konuşma için sunuşumu hazırlayacağım, işyerinde de toplantım ve onun öncesinde onun için çalışmam gerekli, bıdı bıdı saysam dökülür bir dizi iş buraya... Ama burası tertemiz kızımın muhteşem nisan görüntülerine yerini bıraksın bakalım:)
Nisan ayı gelince köyde evin içine girmek istemeyen kızımı hareketsiz yakalayabildiğim nadir anları aktarıyorum. Abi abi diye Ediz'in peşinden o odadan öbürüne, bahçenini önünden arkasına... 1 dk durmuyor, yemek yerken bile ineklerle, mandallarla, kitap vb. her türlü oyuncak.
Dönüşte feribotu deneyelim dedik. Böylece yolculuğun şehiriçi kısmında daha da çok arıza verme potansiyeli yüksek kızım gagaları yakından gördü ve önce babsının kucağında oturdu daha sonra da feribotu teftişe çıktı :)
sevgiyle kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder