2 Mayıs 2011 Pazartesi

Emziren anneler Konak Pier'de

Merhabalar,
Size kısacık deli dolu geçen cumartesimden bahsedeceğim. Sabah annemin "dün gece çok düşündük babanla, çok ürktük, sen gel Su'yu bize bırak, arkadaşlarınla eğlen, kafa dağıt, gel" demesiyle beni aldı bir düşünmek.
O ana kadar hep gidebileceğimizi düşünmüştüm ama dikkatinizi çekerse "biz" diyorum çünkü kızımla tek başıma dışarı çıkmak evimizin 1. katta ve merdivenli olması, bahçeden ekstra kaldırıma merdivenlerle çıkılması gibi absürt ama T.C için aslında çok olası nedenlerle çok mümkün olmuyordu. Şu ana kadar da tek başıma ve bebek arabasıyla  Su'yu yalnız başıma almış da Karşıyaka'dan uzaklaşmışlığım yoktu. 8,5 ayda bir ilke imza atmanın vakti gelmiş diyerek ve en önemlisi de (aslında bunca laf yalan - o olmasa gaza gelemezdim bu kadar) Melike'nin de Karşıyaka iskelede olacağını öğrenince nasıl olsa 2 kişiyiz diyerek yine heveslendim.
Kızım sabah uykusundayken emziren izmirli anneler grubumuz için Rıhtım restaurantta yer ayırttım. Çantamızı hazırladım. Her türlü mızmızlık hali için wrap slingimi de yanıma aldım.
Tamamen tesadüf, kayınvalidem de zaten bize uğramıştı ve evden iskeleye birlikte gittik. Vapurla Melike, tatlı oğlu Doğu, kızım Su ve kayınvalidemle bir karşıya geçtik. Zaten korktuğum gibi yüksekte kalan vapurlardan değil iskeleyle aynı yükseklikteki eski tip vapurlar çalışıyormuş Konak'a. Sonuç: sorunsuz biniş ve iniş:)

Yolda kızım maalesef aralarında sadece 3 gün olan Doğu ile oynamak yerine çantamızın fermuarına taktı kafayı. Gelirken ikisi de kucaklarımızda sızdılar...

Bize ayrılan yer ilk başta dışarıda ve çok rüzgar aldığı için daha sessiz sakin ikinci katta kendimize bir masacık bulduk ve yerleştik. Gelelim buluşmamıza: birbirimizle görüştük, bebeklerimizi gördük, birbirleriyle tanıştırdık(!), belki 10- 15 cümle ettik. Birbirimizi çok sevdik sevmesine de bebeklerimiz masadakileri ellemesin, kafasını kenarına çarpmasın, yürüyenler yerlerde yuvarlanmasın, merdivenlere koşmasın, bıdı bıdı diye diye, kafalar kazan oldu, oradaki süremiz de doldu:) Herkes üç aşağı beş yukarı birbirinin nerde oturduğunu, ne iş yaptığını öğrendi ama bazılarımız ne yediğini anladı, ne bir şey yemeye cesaret etti:) Ben neyime güvendiysem sandviç sipariş edip, hepsini yedim bile:) Ama bunda kızımın süper usluluk payı büyük. Yavrucağın kucağımda 2 saat gıkı çıkmadı. Aslında hemen hmen hepimizin bebeği ortama uyum sağladı hatırladığım kadarıyla...
Hatice sağolsun hepimizin fotoğrafını bol bol çekti de bu gnümüz tarihe görselleriyle de kazındı, facebookdan indirdiğim gibi aktaracağım.


Bence de bir daha evde buluşalım çocuklardan rahatça yerde oturan otursun, yatana yatak döşek yapalım uyusun, yürüyenler düşse de üstü başı pislenmez en azından, ortalığa çeki düzen veririz onlar için...ben şimdiden evimin salonunu kafamdan kurmaya başladım olası bir bebek baskınına karşın:)

Deniz manzarasına karşı çok da güzel emzirdik, aferim bize kızlar!
Özgürce emziren anne olmaktan, kızım göbeğimde temiz bir bahar günü deniz havası almaktan ve sizinle tanışmaktan çok mutlu oldum:)

1 yorum:

Melikedi dedi ki...

evet, bir şey yemeye cesaret edemeyenlerdendim ben de:))
bebişlerin hakkını yememek lazım, gerçekten çok uyumluydu hepsi, hiç zorluk çıkarmadılar ama ben eve döndüğümde anladım nasıl pestilimin çıktığını:P olsun iyi ki yapmışız gene yapalım.
bizim evin salonu doğu beye tahsis edilmiş durumda zaten, misafirlerini ağırlayabilir.