Yeni yıl geldi de ne getirdi...

Sevgili arkadaşlar....
Özellikle yeni yıl gecesinden bir şey beklememeyi, saha 12 bile olmadan uyua kaldığım yıllar tüm yaşımın çoğunluğunu oluşturmaya başladığından beri düztur edinmeye çalışıyorum. Ve hatta yeni yıla girmek kavramının aynı zamanı dilimleyen insanoğlunun tüm umudunu, osunu busunu tek geceye bağlama isteğini uzun bir süredir pek de mantıklı bulmuyorum. Suriye'de çocuklar öldürülürken, açlıktan midesinde lokma olmadığından ölen bebekler bu sınırlar dahilinde vaka olarak kaydedilirken, Roboski'de ölenlerin yası devam ederken yiyip içip ertesi sabahtan medet ummak kafama çaksan girmiyor:( 
Yine de insanoğuyuz ya, "bir çıt" farklı olsun diğer gecelerden diye yanı parlak süslü tabaklarını koymuş canım anneciğim. Çatal, kaşık, bardaklar özenle yerleşmişti. Su yeni yataktan kalktığı için biz eve geldiğimizde en sevdiği pijaması içinde kalmayı seçti, sadece üstüne Müzeyyen yengemin hediyesi noel baba kılığını istedi:)

Yemeğimiz  her zamanki gibi pek bir keyifli geçti. TV'ye bakıp kötü haberden izole gecegeçirmek çok kolay olduç hatta ben sadece Cem yılmaz izlemek istedim, Sağolsun kuduruk zıpır kızım da yemekten sonra sanki yemekte kakara kikiri yaptığımız başkasıymış gibi ateşlenmeye başladı ve kucağımda öylece oturdu kaldı yavrum...

Ancak arada verdiğimi hediye molası onu biraz canlandırdı da dediğim dediklikler yapmaya başladı yine...

31 Aralıkta doğan eşimin de doğumgününü annem ev yapımı değişik ve hafif bir pasta ile kutladı. Mum üfleme konusunda da ustamız babasına yol gösterdi tabii ki:)

(Ne kadar gerçek olamayacağını da bilsem de) çocukların ailesinden ayrılmadan sağlıkla ve huzurla büyüdüğü günler diliyorum...
Her günümüzün kıymetini o gün ilk ve sonmuşçasına mutlu geçirmeye çalışarak bilelim dostlar...
Sevgiler...