22 Ocak 2012 Pazar

bir anne,bebeği ve babası - bir haftasonu triology:)

Merhaba sevgili okur,
cuma gecesi 11de uyuduğu için cumartesi sabahı güne geç başlayan kızımla (geç derken 7:15de yataktan kalktık, yanlış anlaşılmasın:) güzel bir kahvaltı ettik:) omletini pek güzel bitirip domates ve tereyağlı ekmekle çöplendi munzur. Minik arabalarıyla oynadıktan sonra da sabah uykusuna yattık. Uyanınca "meyve mi yesek", "hava da yağmurlu pek bir kapattı" derken annemlerle buluşup yeni aldıkları eve bakmaya yeltendim ama Su kuzum anneannesini bırakmaya pek niyetli değildi o nedenle biz babamla kaçtık. Annem babası kusuya elma yedirirken yanımıza geldi.
Evi çok beğendim, pek derli toplu bir plan. İnşaat kalitesi 10 numero, ama dekore ederken fotoğraflarla anlatırım ayrıca:)
Eve geldiğimde kuzuyla babası oyun oynuyorlarmış. Ben kıymalı mercimek koyayım ocağa derken evin eksikleri belirdi ufukta ve sorumlu erkek şahıs evden uzaklaştı. Kuzum ben mutfaktayken küçük küçük ona göz atmalarımın arasında büfeden annemlerin ahşap tuzluklarından birini kapmış, koştum yanına ki porsenlere de dal olmasın. Birlikte bir de tahta kaşık aldık ve dolapla ilişkimizi kestik:)
Sonra da başladı yemek yapıp inekle kedisine yedirme oyununa. Sanırım artık favorimiz bu olacak çünkü ertesi gün de unutmadı ve yine gitti başına, karıştırıp karıştırıp hayvanlarını besledi.

Normal bir akşam uykusu ve gece uykusuyla sonlanan cumartesi güzel bir pazara bağlandı. Sabah kızıma yaparken kendimize de krep yaptım. Özlemişim gerçekten, benim için yumurta yemenin en lezzetli yolu. Kızım da ilk onu yedirip masadan azat etmemize rağmen, ben kahvaltımı bitirene kadar geldi, gitti, çöplendi durdu masadan:)

Kahvaltıdan sonraki oyun sürecinden sonra zaten kıvama gelmiş kuzuyu uykuya götürdüm ki ikimiz de uyumuşuz. O kadar ki 10:30dan 13:30a kadar... sonra güneşi dışarda gördüğümüz için kuzunun yemeğini yanımıza alıp kaptık dışarı attık kendimizi. Zira kışın öğleden sonra hemen güne ışıkları binalar arkasında kayboluveriyor. Bostanlı'ya uzarken yol, bizim gibi kendini dışarı atmış Karşıyakalılardan iş arkadaşlarımızla karşılaştık. Zaten hep bir gözüm o kafelerde olur, acaba kimleri göreceğiz bu haftasonu diye içim içim yer:)

Bu sefer yemek yemek amaçlı çıktığımızdan hedef büyültüp köprüyü aştık ancak yien dönüp dolaşıp köprünün hemen ötesindeki reci's'de kara kıldık. Çok güzel makarnalarla salata söylediki çok da memnun kaldık. Kuzum da mercimeğinin üstüne bolca kremalı makarnamdan yedi. Masadan kalkarken hala mama diye bağırıyordu.

Eve gelince kuzumu uykuya götrüdüm ancak bu akşam uyumak istemedi. Döndü, döndü yatakta. Bir türlü huzur bulamadı... uyandı, babasıya pepe izlemeye başladılar ben de özle banyo suyunu hazırladım ama sanırım yeni leğen ve alışık olduğundan farklı su ısısı korkuttur onu ve banyo ağlamaklı ve rüzgar gibi geçti. Çok ağlamasın diye kısa kestik ve hemen yağlayıp giydirdik. Saçlar başka banyoya kaldı:)

Kollarına babası krem sürerken bir ara sızan kuzucuğum, memeyle tam uykuya daldı...
Biz de babasıyla Barça maçının ikinci yarısındaki messi golleri ve akabince terminatör kurutuluş filmiyle devam ettik geceye... Barça gol gol gol!!! (daha ne olsun 4-1 yendi malaga'yı deplasmanda, kendi evinde ne olur kim bilir!)

sanat sepet ve zanaat açısından çok verimli olmasa da mutluluk ve huzur açısından tam tekmil haftasonumuz 5 günlük bir ara alacak... darısı önümüzdeki haftasonuna...
sevgiler...

Hiç yorum yok: